Frankfurt'tan çıkıp Heidelberg üzerinden Freiburg'a gideceğiz. Frankfurt'ta 3 gün kalan İglem ve Mert'le Freiburg'ta tekrar buluşup yola devam edeceğiz. Dönüş yolu biraz daha kısa sürecek. Freiburg'tan Milano'ya geçip oradan Ancona üzerinden İgoumenitsa ve Selanik'e gidilecek ve ertesi gün ise tekrar İstanbul....
Saat 10 gibi kahvaltımızı yapıp çıktık Frankfurt'tan. Motor Karlsruhe'de 10.000 km.'yi devirdi ve bize yolda hiç sorun çıkartmadı.
Önce Heidelberg'e uğradık. Heidelberg, Almanya'nın en eski üniversitesinin bulunduğu şehir. Heidelberg Üniversitesi 1386 yılında kurulmuş. Şehri ikiye bölen Neckar nehri ve sarayı ile birlikte tablo güzelliğinde olan kent aynı zamanda Almanya'nın en romantik kenti (Wege der Romantik) diye de anılıyor. Bugün şehir nüfusunun çoğunluğunu öğrenciler oluşuyor.
Birer kahve içtikten sonra Freiburg'a yola çıktık. Freiburg'a ulaştığımızda İglem ve Mert gelmiş kahvelerini yudumluyorlardı.
Ertesi sabah Freiburg'tan çıkarak Milano'ya geçtik. Yine bir Alpler macerası olacaktı bizim için. Geliş yolunda hiç yağmura tutulmamıştık ama Alplere güven olmadığından şans faktörünü hesaba katarak yola çıktık.
Otele yerleşmeden önce motorlar için güvenli bir yer bulduk. Malum İtalya'da motorları güvensiz bir yerde bırakmak bize iki uçak biletine ve bilimum bürokrasiye mal olabilirdi :)
Otel rezidans olarak geçiyordu ve gecelik 100 Euro'ya maloldu. Duomo'ya yürüyerek 5 dakika kadar yakın bir yer için mantıklı bir fiyattı. Biz de içinde bulunan mutfağı bir markete giderek envayi çeşit peynir, şarküteri ve şarap alarak değerlendirdik. Hem ekonomik oldu hem de lezzetli...
Ve tabi ki şehir turu... Milano'da gezip görecek çok yer var. Bunun için de bol bol yürümek gerekiyor. Nitekim gezimizi tamamladık ve yemek yemeğe gece hayatının zevkli olduğu Navigli'ye gittik.
Yemekler güzeldi diyeceğim kimse inanmayacak... :)
*Katılımcılar: Çağrı Nakipoglu, Eda Pakkan, Mert Hüseyinoğlu, İglem Kayıhan Hüseyinoğlu
Saat 10 gibi kahvaltımızı yapıp çıktık Frankfurt'tan. Motor Karlsruhe'de 10.000 km.'yi devirdi ve bize yolda hiç sorun çıkartmadı.
Önce Heidelberg'e uğradık. Heidelberg, Almanya'nın en eski üniversitesinin bulunduğu şehir. Heidelberg Üniversitesi 1386 yılında kurulmuş. Şehri ikiye bölen Neckar nehri ve sarayı ile birlikte tablo güzelliğinde olan kent aynı zamanda Almanya'nın en romantik kenti (Wege der Romantik) diye de anılıyor. Bugün şehir nüfusunun çoğunluğunu öğrenciler oluşuyor.
Birer kahve içtikten sonra Freiburg'a yola çıktık. Freiburg'a ulaştığımızda İglem ve Mert gelmiş kahvelerini yudumluyorlardı.
Ertesi sabah Freiburg'tan çıkarak Milano'ya geçtik. Yine bir Alpler macerası olacaktı bizim için. Geliş yolunda hiç yağmura tutulmamıştık ama Alplere güven olmadığından şans faktörünü hesaba katarak yola çıktık.
İsviçre'de güzel bir hava bizi bekliyordu. İrtifa arttıkça yağmur yağar mı dedik ama aynı güzellikte yola devam ettik. Ve Milano'ya ulaştık.
Otele yerleşmeden önce motorlar için güvenli bir yer bulduk. Malum İtalya'da motorları güvensiz bir yerde bırakmak bize iki uçak biletine ve bilimum bürokrasiye mal olabilirdi :)
Otel rezidans olarak geçiyordu ve gecelik 100 Euro'ya maloldu. Duomo'ya yürüyerek 5 dakika kadar yakın bir yer için mantıklı bir fiyattı. Biz de içinde bulunan mutfağı bir markete giderek envayi çeşit peynir, şarküteri ve şarap alarak değerlendirdik. Hem ekonomik oldu hem de lezzetli...
Ve tabi ki şehir turu... Milano'da gezip görecek çok yer var. Bunun için de bol bol yürümek gerekiyor. Nitekim gezimizi tamamladık ve yemek yemeğe gece hayatının zevkli olduğu Navigli'ye gittik.
cık cık cık... !!! ah arto ah...
Yemekler güzeldi diyeceğim kimse inanmayacak... :)
Ertesi sabah Milano'dan ayrılıp Ancona'dan saat 15:00'te kalkan feribota yetişmemiz gerekiyordu. Zaman kısıtlamamız olan tek gün bugündü......
No comments:
Post a Comment